Sayı Bilgileri Issue Information
ss. i - vi Özet Anahtar kelimeler: | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Eğitim Kurumlarında Mekansal ve Çevresel Koşulların Öğreten Motivasyonuna Etkisi
Macide Kaymak ss. 172 - 187 Özet Bu araştırma, eğitim kurumlarında mekânsal ve çevresel koşulların öğretmen motivasyonu üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, 2022–2023 eğitim-öğretim yılında Tokat ili merkez ilçesinde okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde görev yapan öğretmenlerden oluşan 60 kişilik bir örneklem ile yürütülmüştür. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniğine dayalı olarak gerçekleştirilmiş, elde edilen veriler doküman incelemesi ve anketlerle desteklenmiştir. Bulgular, öğretmen motivasyonunu belirleyen başlıca faktörlerin okulun bulunduğu sosyo-ekonomik çevre, okul yöneticilerinin liderlik anlayışı, meslektaşlar arası ilişkiler, öğrenci davranışları ve okulun fiziki imkânları olduğunu göstermiştir. Katılımcıların çoğunluğu, olumlu okul iklimi, destekleyici yönetim anlayışı ve öğrencilerin öğrenmeye yönelik ilgisinin motivasyonu artırıcı unsurlar olduğunu ifade etmiştir. Buna karşılık, yetersiz fiziki koşullar, ekonomik sıkıntılar, yoğun bürokratik işlemler ve velilerle yaşanan iletişim sorunlarının motivasyonu olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, öğretmen motivasyonunun yalnızca bireysel bir olgu olmadığı; mekânsal ve çevresel koşullarla doğrudan ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Bu bağlamda, eğitim kurumlarında motivasyonu artırıcı stratejilerin geliştirilmesi, fiziki eksikliklerin giderilmesi, okul ikliminin güçlendirilmesi ve paydaş işbirliğinin artırılması önerilmektedir. Çalışma, eğitim coğrafyası literatürüne öğretmen motivasyonunun çevresel ve mekânsal boyutlarını dâhil ederek katkı sağlamaktadır. Anahtar kelimeler: Öğretmen motivasyonu, eğitim coğrafyası, mekânsal koşullar, çevresel faktörler, okul iklimi | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Yarı Kurak Geçiş Bölgelerinde İklimsel Dinamiklerin Değerlendirilmesi: Siirt İli Örneği
Serkan Sabancı ss. 188 - 208 Özet Bu çalışmanın temel amacı, Siirt ilinin iklim özelliklerini farklı iklim sınıflandırma yöntemleriyle çok boyutlu ve karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmektir. Bu kapsamda Köppen-Geiger, Trewartha, Bergeron, Aydeniz, de Martonne, Thornthwaite, Erinç, Holdridge, UNESCO-FAO, Conrad-Pollak, UNEP ve Lang gibi çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Siirt’in genel olarak yarı kurak (semi-arid) ile kurak (arid) iklim zonu arasında bir geçiş alanında yer aldığı belirlenmiştir. Özellikle son 30 yıllık dönemde kuraklık eğiliminin belirgin bir artış gösterdiği saptanmıştır. Köppen-Geiger ve Trewartha yöntemleri bölgenin sıcak yazlı Akdeniz iklimi özelliklerini vurgularken, Bergeron ve Conrad-Pollak yöntemleri karasallık etkilerini ön plana çıkarmıştır. Kuraklık indeksleri olan Aydeniz, de Martonne, Erinç ve UNEP yöntemleri ise bölgedeki su kıtlığına dikkat çekmiş, gelecekte daha yoğun kuraklık dönemleri yaşanabileceğini göstermiştir. Thornthwaite ve FAO-56 gibi evapotranspirasyon temelli analizler, yaz aylarında buharlaşmanın yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu iklimsel koşulların tarım üzerindeki etkileri incelendiğinde, kuraklığa dayanıklı üretim tekniklerinin ve sulama yatırımlarının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ayrıca iklimsel değişimlerin turizm üzerindeki etkileri değerlendirilmiş; ilkbahar ve sonbahar aylarının turizm açısından daha uygun olduğu belirlenmiştir. Çalışma, iklim temelli planlama ve uyum stratejileri için örnek bir model sunmaktadır. Anahtar kelimeler: Kuraklık, Evapotranspirasyon, Biyoiklim, Siirt İklimi, IPCC Senaryoları | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Türkiye'nin Göç Politikalarının Tarihsel ve Hukuki Dönüşümü: Uluslararası Göç, İnsan Hakları ve Yargı Kararları Bağlamında Bir İnceleme
Suha Burak Güneş ss. 209 - 227 Özet Bu çalışma, Türkiye'nin göç politikalarının toplumsal gidişatla yayılan dönüşümünü, uluslararası hukuk, insan hakları ve güvenlik perspektifleri çerçevesinde ele alınmıştır. Araştırmada, Cumhuriyet öncesi ve erken Cumhuriyet dönemi nüfus bilimi politikalarıyla başlayan göç de neyiminin, 1980 sonrasındaki dönemlerdeki dağılım hareketleriyle daha karmaşık bir hal aldığı ve 2011 Suriye kriziyle birlikte kitleler el akınlarının yönetimiyle yeni bir boyuta ulaştığı ortaya konmuştur. Bu bağlamda göç, Türkiye açısından yalnızca demografik bir olgu değil, aynı zamanda ulusal ulusal özgürlük, toplumsal yapı, ekonomik sürdürülebilirlik ve uluslararası doğrudan gönderilen çok boyutlu bir süreç olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Geçici Koruma Yönetmeliği’nin göç yönetiminde kurumsallaşmayı sağladığı, ancak uygulamada entegrasyon politikalarının yetersizliği, geri gönderme merkezlerinde yaşanan hak ihlalleri ve toplumsal uyum sorunlarının önemli sınırlılıklar yarattığı saptanmıştır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargı organlarının içtihatları, uluslararası hukuk normlarıyla paralel biçimde göçmenlerin temel haklarının korunmasına katkıda bulunmuş; böylece göç politikalarının yalnızca güvenlik merkezli değil, aynı zamanda insan hakları odaklı bir anlayışla yürütülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Anahtar kelimeler: Göç. Uluslararası Göç, Göç Politikaları, Mevzuat, Türkiye. | |
Orjinal Araştırma Makaleleri Coğrafi ve Sosyal ve Çevre Bağlamında Okul Öncesi Eğitimde Aile Katılımı: Tokat ili Örneği
Songül Bakan ss. 228 - 243 Özet Bu araştırma, okul öncesi eğitimde aile sunumunun bakanlığı ve sosyal çevrenin nasıl şekillendiğini ortaya koymayı sağlıyor. Çalışma, Tokat ilindeki okul öncesi kurumlarda görev yapan aile dağılımına ilişkin listeler incelenerek, katılımların yalnızca pedagojik değil aynı zamanda sosyo-ekonomik, kültürel ve mekansal faktörlerle nasıl etkileşim içerisinde olduğu irdelenmektedir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseni benimsenmiş, veri toplama süreci yarı programlamayla görüşme formüle edilmiştir. Toplamda 15 okul öncesi öğretmeninden elde edilen veriler içerik analizi tekniğiyle çözümlenmiş, temalar ve kodlar üzerinden incelemeler yapılmıştır. Elde edilen bulgular, aile ilişkilerinin çocukların bakış açılarına bağlılık, sorumluluk, okula karşı olumlu tutum geliştirme ve duygusal gelişim üzerinde doğrudan olumlu etkiler yarattığını göstermektedir. Bununla birlikte aile birleşimi yapılmadığında, çocuklarda okula aidiyetin zayıfladığı, yalnızlık, sıkıntıların dağılması ve başarısızlık gibi olumsuzlukların ortaya çıktığı belirlendi. Öğretmenler açısından aile birleşimi, okul-aile iletişimini güçlendirmek, öğrenciyi daha iyi tanımaya olanak sağlamak ve motivasyonu artırmak benzersiz bir şekilde ortaya çıktı. Ayrıca ailelerin desteklenmesi, maddi yükten kaçınılması, ailelerle etkili iletişimin sağlanması, seminer ve konferanslar yoluyla velilerin bilinçlendirilmesi ve etkinliklerin çeşitlendirilerek okul dışı sosyal mekanlara dönüştürülmesi vurgulanmaktadır. Araştırma, ailenin geliş olgusunun yalnızca bireysel ve pedagojik bir süreç olmaması; Tokat özelinde bakanlık koşulları, sosyo-ekonomik yapı ve sosyal çevre ile iç içe geçmiş çok boyutlu bir dinamik varlığı ortaya çıkıyor. Bu bağlamda aile dağılımının eğitim coğrafyası literatüründe sosyal sermaye, mekânsal yardımlaşma ve toplumsal bütünleşme kavramlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Coğrafi Yaklaşım, Çevre, Okul Öncesi, Aile. |