Cilt 3 Sayı 2 (Haziran 2025)
Sayı Bilgileri Cilt 3 Sayı 2

ss. i - vi

Özet

Anaktar kelimeler:

Orjinal Araştırma Makaleleri Riva Çayı (Çayağzı) Havzası’nın Aşağı Çığırında Jeolojik ve Jeomorfolojik Koşullar Çerçevesinde Yerleşime Uygunluk Analizi

Saliha Ebru Çakırgöz, Emre Duman

ss. 74 - 94

Özet

ÖZET

İstanbul, Anadolu yakasının en önemli akarsularından biri olan Riva Çayı, Riva Deresi ya da Çayağzı Deresi gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Riva Çayı kabaca Kocaeli ili sınırlarından kaynağını alarak kuzeybatı yönünde akış gösterir ve Beykoz’a bağlı Riva yerleşmesinde Karadeniz ile buluşur. Çalışma alanı ise Riva Çayı üzerine kurulan Ömerli Baraj Gölü’nden denize kadar olan sahayı içermektedir. Bu sınırlar dahilinde hem jeolojik yapıda farklılık gözükmekte hem de buna bağlı olarak jeomorfolojik yapı çeşitlilik arz etmektedir. Dolayısıyla günbegün yerleşime sahne olan bu alan için eşit koşullar söz konusu olmayıp kendi içinde farklılıklar söz konusudur. Jeolojik yapı, topografya koşulları ve arazi kullanımı gibi farklılıklar bir arada değerlendirilerek yerleşme için uygun alanların tespiti yapılmıştır. Buna göre yerleşme için en uygun alanların yükselti ve eğimin az olduğu ve kaya mukavemetinin nispeten yüksek olduğu sahalar olduğu görülürken yerleşmeye uygun olmayan, zayıf zonların eğimin fazla olduğu alanlar ile alüvyal dolgu sahalarına tekabül ettiği görülmektedir. Öte yandan sahanın genelinin yerleşim için orta düzeyde uygun olması bölgenin gelişimi açısından önemli bir çıktıdır.

Anahtar Kelimeler: Riva, Yerleşime Uygunluk Analizi

ABSTRACT

One of the most important rivers on the Anatolian side of Istanbul, the Riva Stream is also known by different names such as Riva River or Çayağzı Stream. The Riva Stream roughly originates within the boundaries of Kocaeli Province, flows in a northwesterly direction, and meets the Black Sea in the Riva settlement, which is part of the Beykoz district. The study area covers the section from the Ömerli Dam Lake, which is built on the Riva Stream, to its mouth at the sea. Within these boundaries, geological structures show variation, which in turn leads to a diverse geomorphological landscape. Therefore, this area, which is increasingly being developed for settlement, does not have uniform conditions, and there are notable differences within the region. Settlement suitability was assessed by jointly evaluating factors such as geological structure, topographic conditions, and land use. Accordingly, the most suitable areas for settlement are those with low elevation and slope, and relatively strong rock resistance, whereas areas unsuitable for settlement correspond to steep slopes and alluvial fill zones. On the other hand, the fact that the majority of the area is moderately suitable for settlement is an important finding in terms of regional development.

Anaktar kelimeler: Yerleşim Uygunluk Analizi, Riva Çayı, Yerleşme, Fiziki Unsurlar

Orjinal Araştırma Makaleleri Atık Kuşburnu Çekirdeğinin Kullanımı, Ekonomik Değeri ve İnsan Sağlığı Üzerine Bir Araştırma

Filiz Köksal, Mustafa A. TUĞLU

ss. 95 - 112

Özet

Bölge kuşburnu bitkisinin yetiştiği önemli coğrafyalardan biridir. Gümüşhane ilimiz ise ürünlerimizin kuşburnu çeşitliliği açısından son derece zengindir. Çalışmada kuşburnu meyvelerinin ve kullanılabilirliği, kullanım alanları, içeriği, Gümüşhane'de kuşburnu üretim hacmi ve dağılışı ile ilgili veriler elde edilmiştir.Yörede kuşburnu marmelatı, pulpu ve kuşburnu suyu üretim sonrasında atık kuşburnu çekirdekleri ortaya çıkabilir. Kuşburnu'nun soğuk pres makinesinde çekirdeklerin soğuk sıkım yöntemi ile yağı çıkarılmıştır. Bu atık kuşburnu sıvı sıvı içeriği, yağın elemental analizi (ICP-MS), ham protein, fenolik, flavonoid madde miktarı analizi yapılmış ve bunların faydaları tespit edilmiştir. Atık kuşburnu fiyatlarında insan sağlığı için önemli minerallerin, kapasite, kapasite, sıcaklık, sodyum, demir oranlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Atık kuşburnu uygulamalarından çıkarmış olduğumuz kuşburnu yapılan yağ analizlerine göre yağın toplam fenolik değeri 85,078 µg/mg, toplam flavonoid miktarı ise 52,893 µg/mg olarak tespit edilmiştir. Kuşburnu yağının yöre ve ekonomiye önemli katkılar sağlayacak niteliktedir. Atık kuşburnu çekirdeklerinin yağları, yem olarak değerlendirilmesi ekolojik dengeye katkılar doğaldır.

Anaktar kelimeler: Ekonomi, İnsan Sağlığı, Kuşburnu, Gümüşhane

Orjinal Araştırma Makaleleri Regional Distribution and Spatial Implications of The Ageing Population: The Case of Baku, Azerbaıjan

Yunus Ergün

ss. 113 - 130

Özet

The phenomenon of aging, as one of the most prominent demographic transformations of the 21st century, generates multidimensional impacts on urban geography, spatial planning, and socio-economic structures. In Azerbaijan, particularly in the capital city of Baku, the spatial pattern of the aging population is becoming increasingly pronounced; this situation introduces new spatial demands such as accessibility issues, infrastructure deficiencies, and inequities in the provision of urban services. This study aims to analyze the spatial distribution of the elderly population in Baku and to examine the dynamics emerging from demographic aging within the urban space, in the context of the post-Soviet transformation process, socio-spatial inequalities, and local governance.

The research adopts a mixed-methods approach that integrates Geographic Information Systems (GIS)-supported spatial analyses with statistical data and fieldwork findings. Areas with high concentrations of elderly residents were identified, and the adequacy of health, transportation, and social service infrastructures in these areas was evaluated. Within the theoretical framework, spatial accessibility theory and social stratification approaches were employed to interpret the structural dynamics underlying the spatial positioning of elderly individuals within the city. The findings indicate that the elderly population is particularly concentrated in areas where the historical fabric is preserved but infrastructure is inadequate; whereas modern residential zones remain largely inaccessible due to socio-economic and physical barriers.

Anaktar kelimeler: Aging population, demographic transformation, spatial planning, Baku, urban accessibility.

Orjinal Araştırma Makaleleri Köleliğin Hukuki ve Coğrafi Dönüşümü: Antik Roma’dan Günümüze Küresel Bir İnsan Hakları Sorunu

Laman SULEYMANLI

ss. 131 - 153

Özet

Antik Roma’dan günümüze kadar kölelik uygulamaları, tarih boyunca insanlık üzerinde derin etkiler bırakan bir olgu olarak varlığını sürdürmüştür. Bu çalışma, kölelik uygulamalarının tarihsel süreçteki gelişimini, toplumsal, ekonomik ve hukuki boyutlarıyla ele almayı amaçlamaktadır. Antik Roma’da kölelik, tarım, maden işletmeleri ve ev hizmetlerinde yoğun bir şekilde kullanılırken, ekonomik sistemin temel taşlarından biri olmuştur. Roma hukukunda kölelerin statüsü, hakları ve özgürleşme yolları belirgin bir şekilde tanımlanmıştır. Orta Çağ'da feodal sistemle şekil değiştirerek devam eden kölelik, Yeni Çağ’da özellikle transatlantik köle ticaretiyle küresel bir boyut kazanmıştır. Sanayi Devrimi ve modernleşme süreçleri ile kölelik sistemine karşı mücadeleler hız kazanmış, 19. yüzyıldan itibaren birçok ülkede hukuken kaldırılmıştır. Ancak günümüzde, insan ticareti ve zorla çalıştırma gibi çağdaş kölelik biçimlerinin varlığı, bu sorunun hala çözülmediğini göstermektedir. Bu çalışma, kölelik uygulamalarının tarihsel gelişimi incelenmekte, farklı dönemlerdeki kölelik pratiklerinin nedenleri ve sonuçları analiz edilmektedir. Ayrıca, modern dünyada köleliğin devam eden formaları ve bu sorunla mücadele yöntemleri ele alınmaktadır. Çalışma, tarihsel perspektifi koruyarak köleliğin toplumsal, ekonomik ve insani boyutlarına ışık tutmayı hedeflemektedir.

Anaktar kelimeler: Kölelik Tarihi, Kölelerin Statüsü, Kölelik ve İnsan Hakları, Çağdaş Kölelik

Orjinal Araştırma Makaleleri Doğal Afetlere Müdahalede İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları

Ali şükrü CİHAN

ss. 154 - 171

Özet

Bu araştırma, doğal afet müdahale süreçlerinde görev yapan personelin karşılaştığı iş sağlığı ve güvenliği (İSG) risklerini incelemekte ve Türkiye'deki mevcut uygulamaların etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde afet müdahale ekiplerine yönelik yasal düzenlemeler, görevli kurumların yapısı ve personel profili bağlamında analiz edilmiştir. Fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik ve psikososyal risk faktörleri detaylı biçimde ele alınmış; özellikle saha uygulamalarındaki yapısal eksiklikler ve eğitim yetersizliklerine dikkat çekilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkiye’de afet müdahale ekiplerinin İSG uygulamalarında bütüncül, sürdürülebilir ve önleyici yaklaşımlara ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma, afet yönetimi politikalarının revizyonu ve saha personelinin korunmasına yönelik stratejiler geliştirilmesi açısından önemli katkılar sunmaktadır.

Anaktar kelimeler: İş sağlığı ve güvenliği, doğal afetler, afet müdahale ekipleri, ergonomik risk, Türkiye